- Agirlik
- Agir|likdas; -s, -s<aus gleichbed. türk. ağirlik>Hofgeschenk eines eine türkische Prinzessin heiratenden Paschas
Das große Fremdwörterbuch. 2013.
Das große Fremdwörterbuch. 2013.
ağırlık — is., ğı 1) Ağır olma durumu Yükün ağırlığı. Taşın ağırlığı. 2) Değerli olma durumu Hediyenin ağırlığı. 3) Ağırbaşlılık Çocuğa yıllar geçtikçe bir ağırlık geldi. 4) Tehlikeli olma durumu 5) Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum Havanın ağırlığı.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağırlık basmak (veya çökmek) — 1) gevşeklik ve uyku gelmek 2) ağır bir hava kaplamak, sessizlik oluşmak Yavaş yavaş bir ağırlık çöktü. Bir sakinlik herkesi kapladı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağırlık olmak — 1) sıkıntı vermek Kimseye ağırlık olmaz, kimseyi sıkıştırmaz, iyilikten başka bir şey yapmaz. Ö. Seyfettin 2) birine yük olmak, kendi masrafını başkasına çektirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
agırlık — ikram ağırlayış I, 114 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ağırlık merkezi — is., fiz. 1) Bir cismin bütün noktalarına ayrı ayrı etki yapan yer çekimi kuvvetlerinden oluşmuş tek kuvvet durumundaki bileşkenin uygulama noktası 2) mec. Bir işin en önemli bölümü … Çağatay Osmanlı Sözlük
horoz ağırlık — is., ğı, sp. Hafif sıklet … Çağatay Osmanlı Sözlük
orta ağırlık — is., ğı, sp. 1) Boksta 71 kg dan 75 kg a kadar olan boksörlerin ayrıldığı kategori, orta sıklet 2) Güreşte, güllede ve halterde 72 79 kg ağırlıktaki oyuncuların ayrıldığı kategori, orta sıklet … Çağatay Osmanlı Sözlük
özgül ağırlık — is., ğı, fiz. Bir cismin 1 cm³ hacmindeki parçasının ağırlığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sinek ağırlık — is., ğı, sp. Sinek sıklet … Çağatay Osmanlı Sözlük
tüy ağırlık — is., ğı Tüy sıklet … Çağatay Osmanlı Sözlük